SATRANÇ HAKKINDA HER ŞEY
İnsanoğlu, kendini sınama ya da kendini gösterme gibi içgüdülere sahiptir ve bu içgüdüler insanların herhangi bir oyunda mücadele etme ihtiyacından doğmuştur. Satranç fiziksel kuvvet gerektiren ya da şans oyunlarından farklı olarak zihinsel becerilerdeki kıvraklık ile diğer dallardan belirgin olarak ayrılır. Satranç hakkında her şey, bu yazımızda. Asıl olarak satranç bir zeka oyunu olmasının yanısıra aynı zamanda yapısı ve oynanışı bakımından matematiksel bir orantı içindedir. Satranç tahtasındaki kare sayısı ile oyundaki taş sayısı matematiksel bakımdan ideal sayıdadır. Taşların konumlamaları ise ideal düzen içerisinde bulunur.
"Satranç analiz sanatıdır." Botvinnik

Birçok matematikçi satranç oynarken matematiğin kullanıldığını savunur. Matematikçilere göre satranç, rakibin hamlelerini analiz ederek öngörüde bulunmak, oyuna üç boyutlu yaklaşmak ve strateji kullanabilmek aynı zamanda geometri ile mümkün olmaktadır. Kasparov satrançtaki başarısını ‘Geometrik düşünebilme yeteneği’ sayesinde kazandığını belirtmiştir. O halde matematik ve geometri aslen satrancın yapı taşlarıdır diyebiliriz.
Satranç, günümüzde okul öncesinden başlamak üzere 7’den 77’ye herkes tarafından sevilerek oynanan bir spor dalı olarak kabul edilmektedir. Uluslararası Satranç Federasyonu (FİDE), bugün dünya federasyonları arasında en fazla üyeye sahip federasyon olma özelliğindedir.
Satranç Neden Spordur?
Zeka oyunu olan satranç aynı zamanda bir spor dalıdır. Peki neden? Bu sorunun yanıtı aslında sporun tanımında saklıdır. Spor belirli kurallara ve tekniklere bağlı kalınarak yapılan, yarışmak ve eğlenmek amacı bulunan hareketlerin tümünün ortak adıdır. Bütün spor faaliyetlerinden önce, o spor ile ilgili teknik ve teorik bilgi verilir ve bilimsel ilkeleri anlatılır. Bir spor dalının temel noktası aslında beyni eğitmektir. Kas çalışması yapılarak güç ve kuvvet kazanılır. Sporda temel olarak eğitilen ise beyindir. Hangi hareketin yapılması ile verimli ve olumlu sonuç alınacağı beyine teorik olarak öğretilmektedir.
Satranç tahtası insan zihninin jimnastik salonudur. Pascal
Bir spor dalı öğrenilirken saha, araçlar, oyuncular, oyunun kuralları bir bütün olarak ele alınır ve hiçbirinden taviz verilmez. İster takım oyunu olsun isterse bireysel olarak yapılan sporlarda olsun tüm spor dallarında aynı mantık geçerlidir.
Satranç oynamanının temelinde beyni olası durumlara, sahaya, rakibe göre farklı düşünme kombinasyonları bulunur. Satranç oynarken kurallar ve analizlerle beyin eğitilir. Bu bakımdan satranç bir spor dalıdır.
Satranç Nasıl Bulundu?
Satranç hakkında her şey ; Satranç, günümüzden 4000 yıl öncesine uzanan ve Mısır’da yapılan arkeoloji çalışmalarında ve ortaya çıkan yazıtlarda, oynandığına dair bilgiler edinilen bir zeka jimnastiğidir.
Bugün Türkmenistan'ın bulunduğu bölgede yapılan kazı çalışmalarında Kuşhan Türklerine ait olan ve yapılan çalışmalar sonucunda MS 150’de satranç taşlarına benzeyen taşların bulunması, satrancın Kuşhan Türkleri tarafından oynandığını ve onlar tarafından Hindistana götürüldüğüne ait iddaları güçlendirir niteliktedir. Mısır piramitlerinde ve Hindistan'da ortaya çıkan çok sayıda kabartmada yer alan satrancın M.S. 600 yıllarında Hindistan'dan İran'a geçtiği yönünde yazıtlar mevcuttur. Bazı belgelerde satrancın Arap tüccarlar tarafından batıya taşındığı yer almaktadır. Özellikle 11. ile 16. yüzyıl arası araplar ve Türkler tarafından iyi oynandığı bilinir.
Milattan sonra 3. ve 4. yüzyılda yaşamış olan Hint Hükümdarı 2.Chandragupta zamanında yazılan Sanskritçe metinlerdir. Bu metinlerde satrancın ismi ‘Çaturanga’ olarak bulunmaktadır. Hindistan'ın Pencap bölgesinde MS 600 lü yıllarda ve Aynı dönemde Çinde ‘Sanratçu’ adıyla oynanmaya başladığına dair iddialar bulunmaktadır.
Yapılan araştırmalarda ilk satranç taşlarının M.S. 760 yılına ait olduğu ve ilk satranç taşlarının Türkistan’ın Nişabur kentinde ortaya çıktığı belirlenmiştir. Satranç tahtasının ve taşlarının biçimsel özelliklerinde çadır, kümbet, balbal ve at ikonu gibi sembollerin büyük etkisi olduğu düşünülmektedir.
Rusya’daki Türklere ait yerleşim bölgelerinde satranç takımlarına rastlanmıştır. Bu bölgede bulunan taşlar Efrasiyab taşlarına oldukça benzemektedir. Ruslar bulunan bu satranç takımlarının Hazar Denizinin Volga Boyu yolu aracılığı ile diğer ülkelere taşındığını söylemektedirler.
6.yüzyıldan itibaren İran’da bilindiğine ve oynandığına dair bulgular bulunmaktadır. İran Şahı 1. Hüsrev’e 500’lü yıllarda hediye olarak gelen satranç takımı bunun adeta bir kanıtı niteliğindedir. Çatrang olarak adlandırılan bu oyun 600’lü yıllarda İslam-Arap dünyasında net olarak kabul görmüştür ve ‘Satranç’ olarak adlandırılmaya başlanmıştır. Moğolistan'da bulunan Hun-Göktürk Dönemine ait anıt mezarın ismi ‘Şatırçulu’ dur.
Türkçe olan şatra, şatır, şatıra, şıdıra ile şator kelimeleri satranç anlamına gelir. 11.yüzyıla ait olduğu ve Selçuklu Satranç Takımı olarak adlandırılan satranç takımının taşları 9. ve 10 yüzyıla ait fildişi satranç takımına ait olduğu bilinmektedir. Endülüs Emevi Devleti aracılığı ile İspanya ve oradan da tüm Avrupa’ya yayılan satrancın başlangıç noktasının Türkmenistan olduğu kuvvetli bir düşünce bulunmaktadır.
Avrupa'da bulunan ilk satranç takımının Halife Harun Reşid’in Fransa Kralı Charlemagne hediye ettiği satranç takımı olduğu bilinmektedir. 15. yüzyıldan itibaren özellikle Avrupa'da soylular tarafından oynanan oyun ‘Kraliyet Oyunu’ olarak anılmıştır. 1497 yılında İspanyol Lucena tarafından basılan ilk satranç kitabında satrancın kuralları yer almaktadır. 17.yy da El Greco ve 18.yy da Fransız Philidor tarafından yazılan satranç kitapları da bulunmaktadır. Satrancın kuralları ve taş dizilimleri yüzyıllar içerisinde değişiklik gösterse de yaklaşık 100 yıldır aynı kurallara ve aynı taş dizilimine sahip tek oyundur.
1850 yılından itibaren tüm Dünyada satranç turnuvaları düzenlenmeye başlanmıştır. Satranç hakkında her şey ; İlk defa dünya satranç şampiyonluk turnuvası bu yıllarda Zukertort ve W.Steinitz arasında oynanmıştır. Şampiyonluk maçını 10 galibiyet, 5 beraberlik ve beş yenilgi ile Steinitz kazanmış ve resmi olarak ilk dünya satranç şampiyonu olmuştur. Steiniz, satrancı sistematik oynama kavramını ortaya çıkaran ilk kişi olma özelliğine de sahiptir.